DKM

Orman Yangınları Hakkında

Orman yangınları, Akdeniz ekosistemlerinde yüzyıllardır yaşanan doğal bir süreçtir. Hatta öyle ki, yangınlar Akdeniz çam ormanlarının ve makiliklerin şekillenmesini ve sürdürülebilirliğini bire bir etkiler. Kızılçamın yangın sırasında kapalı olarak kalan kozalakları, yangından bir süre sonra açılarak toprağa tohumlarını saçar. Diğer taraftan maki bitkileri yangından sonra yeniden sürgün verme yeteneğine sahip olduğu için, yangından çok kısa bir süre sonra kökünden veya dalından verdiği taze sürgünlerle yeşillenir. Ayrıca bazı maki türleri yıl içinde tohumlarının bir kısmını toprak altına saklar ve bu tohumlar yangından hemen sonra uygun ortamda çimlenir. Bütün bu özellikler sayesinde, Akdeniz bitki birlikleri, yangından sonra hızlı bir şekilde kendilerini yeniler.

Ancak özellikle 2021 yılı yaz aylarında, başta Türkiye olmak üzere, tüm Akdeniz ülkelerinde birden fazla yerde uzun günler boyunca süren mega yangınlar oldukça tahrip edici olmuştur. Yangınlar yerleşim alanlarına çok yaklaşarak hem oralarda yaşayan insanların hayatlarını riske sokmuş hem de geçimlerini ormandan sağlayan köylülere sosyo-ekonomik açıdan ciddi zarar vermiştir. Bununla birlikte kızılçam ormanları ve makiliklerde yaşayan arı, kelebek ve böcekler gibi eklembacaklılar, kaplumbağa ve kertenkele gibi sürüngen türleri ile kuşlar ve memeli hayvanlar gibi canlıların büyük bir çoğunluğu yangın sırasında zarar görmeden kaçabilmiş olsa da, beslendikleri bitkiler ile yaşam ortamları çok büyük oranda zarar görmüştür.

Orman yangınlarının en büyük nedenlerinin başında insan aktiviteleri gelir. İnsanların yangına hassas ormanlık veya makilik alanlardaki ayak izinin artması, doğaya özellikle sıcak havalarda mercek etkisi yaratan cam gibi çöplerin bırakılması, izinsiz ateş yakılması gibi ihmalkâr davranışlar, yangın için gerekli ilk kıvılcımı beraberinde getirir. Bununla beraber, iklim değişikliği ile birlikte sıcak ve kurak havaların artması da ileriki günlerde yangınların daha sık ve daha şiddetli gerçekleşme olasılığının habercisidir.

Yanmış orman alanlarında hangi tip uygulamaların yapılabileceği ile ilgili hem Anayasa’da hem de Orman Kanunu’nda ilgili maddeler yer almaktadır. Anayasanın 169. Maddesi yanan ormanların yerine yeni ormanların yetiştirilmesini ve bu alanlarda hiçbir şekilde tarım veya hayvancılık faaliyetlerinin yapılamayacağını hükmeder. 6831 sayılı Orman Kanunu’nda ise konuyla ilgili birkaç ayrı madde bulunmaktadır. Bunlardan 18. ve 19. Maddelere göre, yangın görmüş alanlar hiçbir amaçla Orman Genel Müdürlüğü’nden kiralanıp üzerine tesis kurulmaz ve hiçbir şekilde hayvan otlatılmasına açılamaz. 57. Madde orman sınırları içinde yangın nedeniyle meydana gelmiş açıklıklarda Orman Genel Müdürlüğünce uygun görülecek planlara göre ağaçlandırma yapılabileceğini belirtir.

Halk arasında 2B olarak bilinen, Orman Kanunu’nun 2. Maddesinin B bendi gereğince, 31/12/1981 tarihinden önce orman vasfını kaybetmiş çeşitli tarım alanları, hayvancılık yapılan otlaklar gibi alanlar ile yerleşim alanları orman sınırları dışına çıkartılabilmektedir. Türkiye’de orman alanlarının yapılaşmaya açılması ise genellikle bu maddenin uygulanması sonucunda gerçekleşmektedir. Ancak yine aynı maddeye göre, yanan orman sahaları orman vasfını yitiren alanlar içine hiçbir şekilde dahil edilemez ve orman sınırları dışına çıkartılamaz. Dolayısıyla yanan alanların başka bir amaçla ayrılması hukuken mümkün değildir.

  • Picture of the author
  • Picture of the author
  • Image third